Dünya genelinde yaklaşık 1400 adet aktif volkan bulunmaktadır. Bunlar, son 10.000 yılda püskürdükleri için "aktif" olarak kabul edilmektedir. Bu uzun bir süre gibi görünebilir ancak jeolojik olarak çok yakın geçmiştir. O kadarlık sürede faaliyet göstermiş olmasının, gelecekte yeni faaliyetlerin habercisi olduğunu düşünebiliriz. Türkiye, aktif olduğunu düşündüğümüz volkanların sadece 10 tanesine ev sahipliği yapmaktadır. 10.000 yıllık dönemden önce faaliyet gösterdiğini sandığımız daha başka birçok volkan da vardır.
Türkiye'nin Deprem Potansiyeli
Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan
Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer almaktadır.

Ülkemizin, karmaşık jeolojik yapısı ve jeodinamik konumundan
dolayı çok sayıda aktif fay bulunmaktadır.
KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON)
1. Tanım ve genel bilgiler
Tabakalı kayaçların tektonik kuvvetlerin etkisiyle kazandıkları dalga şeklindeki deformasyon yapılarına kıvrım, meydana gelen olaya da kıvrımlanma denir. Bu yapı kubbe (antiklinal) veya çanak (senklinal) şeklinde olabilir (Şekil VI.1).
GEVREK DEFORMASYON / EKLEMLER
Kayaçlarda düzgün yüzeyler boyunca meydana gelmiş düzlemlere kırık / çatlak (fracture) adı verilir. Genelde, arazi çalışmalarında kayaçlara yakından bakıldığında, kayaç üzerinde değişik istikametlerde gelişmiş olan bu kırıklar / çatlaklar görülür. Kayacı oluşturan taneler arasındaki bağın kopması o kayacın kırılmasına, dolayısıyla kırık düzlemlerinin oluşmasına neden olur. Bu kırık sistemleri kayaçları bir bakıma parçalara bölmüştür. Bu kırıklar boyunca gözle görülebilen bir hareket varsa bu kırıklara ‘fay’, eğer yoksa veya çok az bir hareket varsa bu kırıklara ‘eklem’ adı verilir.
FAYLAR (FAULTS)
Tanım ve genel bilgiler
Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault) adı verilir.
Faylarda kayma hareketinin oluştuğu düzleme fay düzlemi (fault plane) veya fay aynası denir.
Faylarda kırılma yüzeyinin (fay düzlemi) her iki tarafında yer alan kayaç topluluklarına blok
adı verilir. Fay düzleminin iki yanındaki bu bloklar bu düzleme sürtünerek ve değişik doğrultularda kayarak birbirlerine nazaran yer değiştirirler.
Fay düzleminin üst kısmında kalan bloğa tavan bloğu (hanging wall) altta kalan bloğa ise taban bloğu (foot wall) adı verilir.
Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault) adı verilir.
Faylarda kayma hareketinin oluştuğu düzleme fay düzlemi (fault plane) veya fay aynası denir.
Faylarda kırılma yüzeyinin (fay düzlemi) her iki tarafında yer alan kayaç topluluklarına blok
adı verilir. Fay düzleminin iki yanındaki bu bloklar bu düzleme sürtünerek ve değişik doğrultularda kayarak birbirlerine nazaran yer değiştirirler.
Fay düzleminin üst kısmında kalan bloğa tavan bloğu (hanging wall) altta kalan bloğa ise taban bloğu (foot wall) adı verilir.
FAYLARIN TANINMA KRİTERLERİ
Fayların tanınması için kullanılan kriterler:
1. Fayların kendilerine has ve içsel özellikleri
2. Jeolojik ve stratigrafik birimler üzerindeki etkileri
3. Topoğrafya (fizyografik unsurlar) üzerindeki etkileri
3. Topoğrafya (Fizyografik Unsurlar) Üzerindeki Etkileri
Bir çok aktif ve aktif olmayan fayların topoğrafya, akarsu yatakları ve yeraltı suyu akması üzerinde önemli etkileri vardır.
A – Fay Sarplıkları
Genelde topografya eğimindeki an değişiklikle tanımlanan çizgisel yapılar: topoğrafya eğimindeki ani kırılma
NORMAL FAYLAR
Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.
TERS VE BİNDİRME FAYLARI
Ters ve bindirme fayları sıkışmalı tektonik rejimlerin (compressional / contractional tectonic regimes) denetimi ve etkisi altında gelişirler. Basınç kuvvetleri, kayaçların dayanımlılıklarını aştığında, o ana kadar kıvrılarak plastik özellikle cevap vermiş kayaçlar bu kez kırılarak ters ve bindirme fayları oluştururlar.
Ters faylar, fay düzleminin eğim açısına göre, değişik isimlerle ifade edilir. Eğim derecesi 45° den az olanlara küçük açılı ters fay, 45° den büyük olanlara büyük açılı ters fay, 10°-35° arasında olanlara bindirme (thrust), eğim açısı çok düşük olanlara da (0°-10°) örtü fayı veya nap (overthrust, nappe) denir.
Ters faylar, fay düzleminin eğim açısına göre, değişik isimlerle ifade edilir. Eğim derecesi 45° den az olanlara küçük açılı ters fay, 45° den büyük olanlara büyük açılı ters fay, 10°-35° arasında olanlara bindirme (thrust), eğim açısı çok düşük olanlara da (0°-10°) örtü fayı veya nap (overthrust, nappe) denir.
KLİVAJ / KAYAÇ DİLİNİMİ (CLEAVAGE)
TERMİNOLOJİ
Klivaj: Deformasyon geçirmiş tortul veya metamorfik kayaçlardaki mineral veya
tanelerin belirli yönlerde sıralanması ile oluşturduğu düzlemsel yapılara klivaj /
dilinim denir (bir kayacı beli yönlerde kolayca ince plaka veya dilimlere
kırılmaya, ayrılmaya veya yarılmaya meyilli olması).
Foliasyon: Bir kayaç içinde homojen olarak yayılmış tüm düzlemsel yapılardır.
Klivaj ve foliasyon arasındaki en önemli farklar:
Klivaj: Deformasyon geçirmiş tortul veya metamorfik kayaçlardaki mineral veya
tanelerin belirli yönlerde sıralanması ile oluşturduğu düzlemsel yapılara klivaj /
dilinim denir (bir kayacı beli yönlerde kolayca ince plaka veya dilimlere
kırılmaya, ayrılmaya veya yarılmaya meyilli olması).
Foliasyon: Bir kayaç içinde homojen olarak yayılmış tüm düzlemsel yapılardır.
Klivaj ve foliasyon arasındaki en önemli farklar:
- Foliasyon hem deformasyona bağlı, hem de bağlı olmaksızın gelişebilen düzlemsel yapılar olmasına karşın, klivaj mutlaka deformasyon sonucu gelişir.
- Klivaj sadece bir özel foliasyon adıdır. Foliasyon daha genel bir tanım olup, kayaçlarda bulunan tüm düzlemsel yapılar (fay ve eklem düzlemleri hariç) için kullanırlar:
MADEN YATAKLARI
Genel Terimler
Maden : Ekonomik olarak bir değer taşıyan ve kârlılıkla üretilebilecek olan her türlü kayaç,mineral ve mineral topluluğudur.
Metalik Maden: Maden sahasından çıkarıldıktan sonra metalürjik işlemlerle metal üretimi yapılan yeraltı zenginlikleridir.
Endüstriyel Hammadde: Doğadan elde edildikleri şekliyle veya kullanım amacına göre bileşimleri fazla değişmeyecek şekilde çok az işlenerek kullanıma hazırlanan maddelerdir.
Örneğin mermer, kil, ...
Süs Taşları: Kimyasal bozunmaya veya fiziksel parçalanmaya dayanıklı,göze hoş gelen renk ve desene sahip minerallerdir. (zümrüt, elmas, yakut gibi).i
Cevher Minerali : Metalik cevher kütleleri içerisinde bulunan ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek olan her türlü minerallerdir.Örneğin, kalkopirit (sülfür), barit (sülfat),
malakit (karbonat)
Gang Minerali : Metalik cevher kütleleri içerisinde bulunan, fakat ekonomik olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan her türlü minerallerdir. Örneğin, pirit (sülfür), barit (sülfat), kuvars (silikat)
Maden : Ekonomik olarak bir değer taşıyan ve kârlılıkla üretilebilecek olan her türlü kayaç,mineral ve mineral topluluğudur.
Metalik Maden: Maden sahasından çıkarıldıktan sonra metalürjik işlemlerle metal üretimi yapılan yeraltı zenginlikleridir.
Endüstriyel Hammadde: Doğadan elde edildikleri şekliyle veya kullanım amacına göre bileşimleri fazla değişmeyecek şekilde çok az işlenerek kullanıma hazırlanan maddelerdir.
Örneğin mermer, kil, ...
Süs Taşları: Kimyasal bozunmaya veya fiziksel parçalanmaya dayanıklı,göze hoş gelen renk ve desene sahip minerallerdir. (zümrüt, elmas, yakut gibi).i
Cevher Minerali : Metalik cevher kütleleri içerisinde bulunan ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek olan her türlü minerallerdir.Örneğin, kalkopirit (sülfür), barit (sülfat),
malakit (karbonat)
Gang Minerali : Metalik cevher kütleleri içerisinde bulunan, fakat ekonomik olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan her türlü minerallerdir. Örneğin, pirit (sülfür), barit (sülfat), kuvars (silikat)
CEVHER YAPILARI
Cevher kütlesini oluşturan cevher ve gang minerallerinin makroskobik ve üç boyutlu görünüşü ve mineral birlikteliklerinin sürekliliğinde görülen değişimlerdir. Bir cevher örneğin makroskobik görüntüsünün tanımı / izahı
1) Masif yapı
Cevherin bir veya daha fazla mineralden oluştuğu, fakat tüm kütlenin aynı (masif) görünümlü olduğu yapılardır. Genellikle yüksek sıcaklıklarda gelişmiş yataklara özgü bir yapı çeşitidir.
1) Masif yapı
Cevherin bir veya daha fazla mineralden oluştuğu, fakat tüm kütlenin aynı (masif) görünümlü olduğu yapılardır. Genellikle yüksek sıcaklıklarda gelişmiş yataklara özgü bir yapı çeşitidir.
CEVHER OLUŞTURUCU ERGİYİKLER
A) MAĞMATİK ERGİYİKLER (MAĞMANIN KENDİSİ)
Mağma: Tektonik özelliklere bağlı olarak, yeryuvarının değişken derinliklerinde yüksek sıcaklık ve basınç altında doğal olarak oluşan, değişken bileşimli, fakat silikatlarca baskın ergiyiklerdir.
Mağma: Tektonik özelliklere bağlı olarak, yeryuvarının değişken derinliklerinde yüksek sıcaklık ve basınç altında doğal olarak oluşan, değişken bileşimli, fakat silikatlarca baskın ergiyiklerdir.
HİDROTERMAL ALTERASYON
Tanım:
İfade olarak:
Hidrotermal = Sıcak çözelti; Alterasyon = Bozunma veya değişim Türkçe İfade= Sıcak çözeltili bozuşma
Bilimsel Olarak:
Sıcak sulu çözeltilerin geçtikleri yollar boyunca yan kayaçla giriştikleri fiziksel ve kimyasal etkileşimler sonucunda, yan kayaçta meydana gelen renksel, kimyasal ve mineralojik değişikliklerdir.
Jenetik (kökensel) alterasyon çeşitleri
Süperjen alterasyon = Yüzeysel bozunma:
Yüzeyden kaynaklanan suların etkisiyle gelişen alterasyondur. Yüzeyden itibaren birkaç metrelik bir zonda gözlenir. Ancak tropikal bölgeler gibi yağışın çok yoğun olduğu bölgelerde metrelerce derine kadar inebilir. Böylece yüzeysel bozunma tipi Al, Ni ve Fe yatakları oluşur.
Hipojen alterasyon = Derinsel bozunma:
Derinsel kökenli çözeltilerin etkisiyle oluşan bozunmadır.
Hidrotermal alterasyon, mm ölçeğinden km ölçeğine kadar değişen genişliklerde olabilir. Fakat genelde yaklaşık 1-2 m kalınlığında bir damarın çevresinde oluşan alterasyon zonunun genişliği 10-20 m arasındadır.
İfade olarak:
Hidrotermal = Sıcak çözelti; Alterasyon = Bozunma veya değişim Türkçe İfade= Sıcak çözeltili bozuşma
Bilimsel Olarak:
Sıcak sulu çözeltilerin geçtikleri yollar boyunca yan kayaçla giriştikleri fiziksel ve kimyasal etkileşimler sonucunda, yan kayaçta meydana gelen renksel, kimyasal ve mineralojik değişikliklerdir.
Jenetik (kökensel) alterasyon çeşitleri
Süperjen alterasyon = Yüzeysel bozunma:
Yüzeyden kaynaklanan suların etkisiyle gelişen alterasyondur. Yüzeyden itibaren birkaç metrelik bir zonda gözlenir. Ancak tropikal bölgeler gibi yağışın çok yoğun olduğu bölgelerde metrelerce derine kadar inebilir. Böylece yüzeysel bozunma tipi Al, Ni ve Fe yatakları oluşur.
Hipojen alterasyon = Derinsel bozunma:
Derinsel kökenli çözeltilerin etkisiyle oluşan bozunmadır.
Hidrotermal alterasyon, mm ölçeğinden km ölçeğine kadar değişen genişliklerde olabilir. Fakat genelde yaklaşık 1-2 m kalınlığında bir damarın çevresinde oluşan alterasyon zonunun genişliği 10-20 m arasındadır.
MAĞMATİK MADEN YATAKLARI
1) KROM YATAKLARI
Dünya Rezervleri
% 70’ i Güney Afrika
% 20’ si Zimbabwe’de
Kalan ~%10 ise Türkiye, Arnavutluk, Yugoslavya, Yunanistan, İran, Pakistan, Flipinler, Rusya,
Kazakistan 1982 yılında dünya kromit üretimi 7,6*106 ton dur. Bunun~%30’u G. Afrika tarafından, diğer kısmı ise Türkiye Arnavutluk ve SSCB tarafından karşılanmıştır. Son yıllarda Türkiye üretimi düşerken, özellikle Kazakistan’ın üretimi artmıştır.
Mineralojik Bileşim
Oksitler:
Kromit : FeCr2O4
Manyetit : Fe3O4
İlmenit : FeTiO3
ASİDİK SOKULUM KAYAÇLARINA BAĞLI MADEN YATAKLARI
Pegmatitik Evre ?
Pegmatit Nedir ?
Dayklar, mercekler ve damarlar halinde batolitlerin kenar kesimlerinde bulunan ve mağmatik kristalleşmenin son evrelerinde oluşan çok iri kristalli bir damar kayacıdır.
Pegmatit Nedir ?
Dayklar, mercekler ve damarlar halinde batolitlerin kenar kesimlerinde bulunan ve mağmatik kristalleşmenin son evrelerinde oluşan çok iri kristalli bir damar kayacıdır.
PORFİRİ YATAKLAR
İlksel Tanım : Porfiritik dokulu asidik kayaçlar içerisinde cevher minerallerinin saçılmış olarak bulunduğu yataklardır.
Modern tanım :Cevher minerallerinin saçılmış ve ağsal olarak olarak bulunduğu, tenör değerleri oldukça düşük, fakat rezervi o oranda büyük olan, mağmatik kayaçlara bağlı olarak oluşan epijenetik (sonradan oluşumlu) maden yataklarıdır.
Plaka tektoniği ile yakın bir ilişki içerisindedirler ve yaklaşan plaka sınırlarındaki aktif volkanik-plütonik yaylar içerisinde ortaya çıkaralar. Bu nedenle Amerika kıtasının batı kesimi porfiri yatakların en bol göründüğü bir ortamdır.
Modern tanım :Cevher minerallerinin saçılmış ve ağsal olarak olarak bulunduğu, tenör değerleri oldukça düşük, fakat rezervi o oranda büyük olan, mağmatik kayaçlara bağlı olarak oluşan epijenetik (sonradan oluşumlu) maden yataklarıdır.
Plaka tektoniği ile yakın bir ilişki içerisindedirler ve yaklaşan plaka sınırlarındaki aktif volkanik-plütonik yaylar içerisinde ortaya çıkaralar. Bu nedenle Amerika kıtasının batı kesimi porfiri yatakların en bol göründüğü bir ortamdır.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)









