Yeraltına ait her çeşit bilginin bir araya toplanması yeterli değildir; bunları
sınıflandırmak, incelemek ve sonuç çıkarmak/yorum yapmak gereklidir. Böyle
bir durumda mühendisin görevi ilk olarak jeolojik kesit hazırlamaktır. Bir sondaja
veya yeraltına ait bir kesitte bütün litolojik birimlerin ve eğer varsa diskordansların
belirtilmesi şarttır. Bundan sonrada korelasyona geçmek lazımdır.
Korelasyon, karşılıklı benzer ilişkilerin belirlenmesidir. Yani iki stratigrafik
birimin, birbirlerinden çok uzakta olsalar dahi, birbirine benzeyen veya yaş
bakımından eşit olan kısımlarını ayırt etmek ve iki birim arasında ilişki kurmaktır.
Korelasyonlar, mevcut olması halinde, kuyu logları ile yapıldığında daha büyük bir
önem kazanır.
Korelasyon üç çeşit yolla yapılabilir:
a. Litolojik özelliklere dayanan korelasyon “Litostratigrafik”,
b. Biyolojik özelliklere dayanan korelasyon “Biyostratigafik”,
c. Zaman - Stratigrafi özelliklerine göre yapılan korelasyon ise
“Kronostratigrafik” korelasyon olarak adlandırılır.
O halde korelasyonlar litolojik, biyolojik ve jeolojik zaman benzerliklerine göre
yapılabilir. Yeraltı aramalarında korelasyon önemli bir yer tutar. Bilhassa litolojik
benzerlikler ve jeolojik zaman oluşumları dikkate alınarak yapılan korelasyonlar
daha da önemlidir.
6) KUYU LOGLARI, ÇEŞİTLERİ VE YERALTI JEOLOJİSİNDEKİ ÖNEMİ
Açılan sondaj kuyularında, geçilen birimlerin litolojik, petrofizik ve kimyasal özelliklerindeki
değişimlerin derinliğin fonksiyonu olarak ölçülmesine KUYU LOGU denir. LOG ise delinmiş
olan sondaj kuyularında belirli bir jeolojik yada fiziksel parametrenin derinliğin fonksiyonu
olarak ölçülüp otomatik veya manuel olarak kaydedilerek elde edilen grafiktir. Kayıt edilen
fiziksel özellikler özdirenç, ses dalgası hızı, radyoaktivite, rezistivite, kondüktivite gibi
özellikler; sondaj kuyusunun çapı, çamur pastası kalınlığı gibi geometrik parametreler veya
kaya-zemin gibi birimlerin mühendislik özellikleridir.
Bu değişikliklerden kaydedilip değerlendirilerek jeolojik yönden açıklanmasına kuyu loglarının değerlendirilmesi denir. Kayaçların ölçülen fiziksel parametreleri yorumlanarak yeraltının su-petrol seviyeleri, bu maddelerin formasyondaki satürasyon dağılımları, akiferin kalınlığı, kil, şeyl, jips ve anhidrit bantları ve alterasyon bulunabilir. Yapılan çalışmanın amacına bağlı olarak iki değişik tür loglama yapılabilir:
1. Jeoteknik loglama,
2. Petrol_su sondajlarında yapılan loglamalar
Bu değişikliklerden kaydedilip değerlendirilerek jeolojik yönden açıklanmasına kuyu loglarının değerlendirilmesi denir. Kayaçların ölçülen fiziksel parametreleri yorumlanarak yeraltının su-petrol seviyeleri, bu maddelerin formasyondaki satürasyon dağılımları, akiferin kalınlığı, kil, şeyl, jips ve anhidrit bantları ve alterasyon bulunabilir. Yapılan çalışmanın amacına bağlı olarak iki değişik tür loglama yapılabilir:
1. Jeoteknik loglama,
2. Petrol_su sondajlarında yapılan loglamalar
VOLKANOLOJİ
MAGMA NEDİR?
Magma:
Mantodaki malzemenin yükselen sıcaklık, düşen basınç ve H2O ilavesi gibi etkenler altında
bölgesel ergimesi sonucu oluşan, içerisinde çözünmüş gaz ve az miktarda kristal
içeren silikat bileşimli ergiyiktir.
Magmanın oluşum
koşulları
Magmanın
oluşması için bazı özel koşullar gerekmektedir. Bu özel koşullar mantonun
bölümsel ergimesine neden olur. Bunlar;
-Konveksiyon akımları sonucu oluşan koşullar
- Yitim zonlarında gerçekleşen koşullar
-Hot spot (sıcak nokta) gerçekleşen koşullar
vb. gibi.
Bu koşullar altında oluşan ergiyik fiziksel ve kimyasal özelliklere
sahiptir.
MAGMANIN FİZİKSEL
ÖZELLİKLERİ
- Sıcaklık
- Basınç
- Uçucu bileşenler
- Yoğunluk
- Viskozite
- Özgül ısı
- Termal iletkenlik
- Elektrik iletkenliği
PATLAMA TÜRLERİ
HAWAİİ TİP PATLAMA
1)KÜL BULUTU
2) LAV AKINTILARI
3) KRATER
4) LAV GÖLÜ
5)KRATER
6) LAV AKINTILARI
7) KÜL VE LAV KATMANLARI
8)MAĞMANIN YAN KAYACI
9)SİL
10)MAĞMA KANALI
11)MAĞMA ODASI
12)DAYK
TÜRKİYE'NİN VOLKANLARI
Ülkemiz
oldukça genç sayılabilecek birçok volkana sahiptir. Ağrı Dağı, Süphan
Dağı, Hasan Dağı ve Nemrut Dağı bunlardan sadece birkaçı.. Ülkemizdeki en genç
volkanlar ise, Manisa'nın Kula İlçesi yakınlarındaki Kula Volkanları 'dır. Bu
volkanik arazide, volkanik küller içinde bulunan insanlara ait ayak izleri ise
dünyada sadece birkaç bölgede vardır. Bu izler, volkan patlamaları sırasında
bölgede insanların yaşadığının en belirgin kanıtıdır.
Ülkemizin
aktif sayılacak tek volkanı ise Ağrı sınırları içinde bulunan Tendürek
Volkanı ’dır. Dağın doğusunda bulunan ve çapı yaklaşık 5 yüz metre olan
kraterden sıcak su buharları ve hidrojen sülfür gazları çıkar. Bu gazlar
kraterin kenarlarında, sarı renkli bir mineral olan kükürt oluşumunu sağlar.
Volkandan püsküren sıcak su buharlarının ısısı yaklaşık 60 derece civarındadır.
VOLKANİZMA
Yerin
derinliklerindeki mağmanın
yeryüzünde veya yeryüzüne yakın derinliklerdeki faaliyetlerine VOLKANİZMA
denir.
Volkanizma denilince daha çok yer yüzünde meydana gelen mağmatik faaliyetler akla gelmektedir. Çünkü volkanik şekiller yer yüzünde oluşmaktadır.
Volkanizma sırasında mağma katı, sıvı ve gaz halinde yer yüzüne çıkar. Çıkan sıvı maddelere lav, katı maddelere TÜF denir. Gazların çoğu ise su buharıdır.
Volkanizma ile çıkan malzemeler çıktığı yerde birikerek volkan konilerini oluşturur.
Lavların akıcılığı az ise yükseltisi fazla olan volkan dağları oluşur. Bunlara KALKAN VOLKANLARI denir. ör: Ağrı dağı
Volkan konilerinin tepesinde bulunan çukurluğa KRATER denir.
Bazı yanardağlarda ana koni üzerinde oluşmuş yan koniler de olabilir. Bunlara PARAZİT KONİ denir. Ör: Erciyes dağı
Volkanik
patlamalarla bazı volkanların tepe kısmı uçarak çok büyük çanak oluşur. Bu
çanaklara KALDERA
denir. Ör:
Nemrut
dağı
(1441 yılında ikinci kez patlamıştır) Gaz patlaması sonucunda Maar
çukurları oluşur (Meke
tuzlası ve Acıgöl birer Maar
’dır).
YAKITLAR JEOLOJİSİ
GİRİŞ
Yanıcı organik bileşikler içeren ve yakacak olarak kullanılabilen kayaçlara " Fosil Yakıtlar " ya da " Mineral Yakıtlar " denir. Bu yakıtların ortak özelliği organik kökenli olmaları ve belli oranlarda C,H,N,S,O içermeleridir. Dünya Enerji Konseyi,nin sınıflamasına göre yanıcı organik maddeler üç ana gruba ayrılır Buna göre ;
Yanıcı organik bileşikler içeren ve yakacak olarak kullanılabilen kayaçlara " Fosil Yakıtlar " ya da " Mineral Yakıtlar " denir. Bu yakıtların ortak özelliği organik kökenli olmaları ve belli oranlarda C,H,N,S,O içermeleridir. Dünya Enerji Konseyi,nin sınıflamasına göre yanıcı organik maddeler üç ana gruba ayrılır Buna göre ;
1.Nafta Bitümler
(Organik çözücülerde erir)
|
2.Kera Bitümler
(Organik çözücülerde erimez
|
3.Kömürler
|
Petrol ve doğal gaz
Asfaltit
Bitüm
|
Bitümlü şeyl
Kerojen
Humus
Sapropel
|
Turba
Linyit
Taş kömürü
Antrasit
|
Petrol,kömür ve bitümlü şeyl arasında bazı önemli bağlantılar ve aralarında bir çok geçiş tipleri vardır. Kömür, genellikle karasal yüksek bitkilerden bataklık ortamlarında, petrol ise daha çok denizel planktonlardan denizel ortamlarda oluşmuştur. Bitümlü şeyl ise bu iki tip arasında yer almakta olup, daha çok görsel ortamlarda oluşur.
PETROLÜN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Ham petrol esasa olarak bir çok hidrokarbonların (HC) karışımından oluşur. C ve H'nin karışık bileşikleri ve reaksiyonları ham petrolü oluşturur. Karbonun yalnız hidrojen atomu ile yapmış olduğu organik bileşiklerin tümüne hidrokarbonlar denilmekte olup, petrol ve doğal gazın esasını oluştururlar. Hidrokarbonlar esas olarak iki gruba ayrılırlar. Bunlar doymuş ve doymamış hidrokarbonlardır.
1- Doymuş Hidrokarbonlar : Doymuş hidrokarbonlarda karbon atomları birbirleriyle tek bağlanmışlardır. İki gruba ayrılırlar :
a) Parafinler (CnH2n+2) : Ham petrollerde en çok bulunan iki bileşenden biridir. Bu seride C1-4 gaz, C1-4 sıvı > C17 katıdır. Parafinler de yaptıkları bağa göre de düz zincirli veya dallanmış olarak bulunurlar.
n parafinler :( Düz zincirli parafinler ) : Bu seride C atomları birbirleriyle düz zincirli bağlar yaparlar. Bu serinin en önemli bileşikleri şunlardır. Metan (CH4) , Etan (C2H6) , Propan (C3H8) , Bütan (C4H10) , Pentan (C5H12), Hekzan (C6H14) , Heptan (C7H16) , Oktan (C8H18) , Nonan (C9H20) , Dekan (C10H22) .. .
1- Doymuş Hidrokarbonlar : Doymuş hidrokarbonlarda karbon atomları birbirleriyle tek bağlanmışlardır. İki gruba ayrılırlar :
a) Parafinler (CnH2n+2) : Ham petrollerde en çok bulunan iki bileşenden biridir. Bu seride C1-4 gaz, C1-4 sıvı > C17 katıdır. Parafinler de yaptıkları bağa göre de düz zincirli veya dallanmış olarak bulunurlar.
n parafinler :( Düz zincirli parafinler ) : Bu seride C atomları birbirleriyle düz zincirli bağlar yaparlar. Bu serinin en önemli bileşikleri şunlardır. Metan (CH4) , Etan (C2H6) , Propan (C3H8) , Bütan (C4H10) , Pentan (C5H12), Hekzan (C6H14) , Heptan (C7H16) , Oktan (C8H18) , Nonan (C9H20) , Dekan (C10H22) .. .
PETROL OLUŞUM ORTAMLARI
Bugün petrolün kökeninin organik maddeler olduğu konusunda büyün araştırmacılar görüş birliği içerisindedir. Ancak bu organik maddeden petrolün nasıl oluştuğu konusunda bazı tartışmalar vardır. Hangi teoriye göre olursa olsun, petrolün oluştuğu ortamda kesinlikle oksijen yoktur, yani anaerobik bir ortamdır. Eğer ortamda oksijen olsaydı tortular içerisinde bulunan pirit mineralleri ile petrol içindeki porfirin maddesinin bulunması imkansız olurdu. Deniz suyunun oksijensiz olabilmesi için ya çok derin olması veya akıntısız olması ya da kapalı bir havza olması gerekir. Deniz içinde yaşayan ve plankton adı verilen mikroorganizmalar da öldükleri zaman deniz dibinde tortularla birlikte oksijensiz bir ortamda çürüyerek sapropel adı verilen siyah renki organik çamurlar oluştururlar. Sapropeller de çökellerle birlikte gömülüp, diyajenez geçirerek kerojeni oluşturur.
KEROJEN : Bir havzada çökellerle birlikte diyajenez geçirmiş C, H, N, S, O elemetlerinden oluşan bitkisel veya hayvansal kökenli organik maddelere kerojen denir. Organik çözücülerde erimez. Taşlaşmış organik maddedir. Tortul havzalarda, havza tabanında özellikle ısı ve basınç nedeniyle parçalanarak hidrokarbonları oluşturur.
KEROJEN : Bir havzada çökellerle birlikte diyajenez geçirmiş C, H, N, S, O elemetlerinden oluşan bitkisel veya hayvansal kökenli organik maddelere kerojen denir. Organik çözücülerde erimez. Taşlaşmış organik maddedir. Tortul havzalarda, havza tabanında özellikle ısı ve basınç nedeniyle parçalanarak hidrokarbonları oluşturur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)