TOPOĞRAFİK HARİTALARIN OKUNMASI


Topoğrafik haritaların okunması genel anlamda harita üzerindeki renk, desen, çizgi, işaret ve simgelerin anlamlarının bilinmesi; bunların yardımıyla arazinin üç boyutlu modelinin göz önünde canlandırılabilmesi demektir.

Dar anlamda ise, aşağıdaki alt bölümlerde anlatılan işlemlerin bilinmesi topoğrafik haritaların okunması konusun dahil olmaktadır.


Harita üzerinde herhangi iki nokta arasındaki yatay uzaklığın ve yükseklik farkının bulunması

Bir harita üzerinde herhangi iki nokta (K ve P) arasındaki yatay uzaklık (L); iki nokta arasındaki harita uzaklığının, harita ölçeğinin tersiyle çarpımı sonucu bulunur.

L=I*(1/S)  formülünden çıkartılır.
Bu örnekte I=6 cm, S= 1/200000 alınırsa, gerçek uzaklık bu formüle göre 12 km. bulunur.



Bu örnekte I=4 cm, S= 1/25000 alınırsa, gerçek uzaklık bu formüle göre 1 km. bulunur.


İki nokta arasındaki yükseklik farkı ise, doğrudan doğruya harita üzerinde okunabilir. Bu fark noktaların ait oldukları eş yükseklik eğrilerinin rakamları arasındaki farktır.


Eğer bir nokta doğrudan doğruya bir eş yükseklik eğrisi üzerinde bulunmuyor, iki eğri arasında bulunuyor ise, noktanın rakımı iki eğri arasındaki enterpolasyon yoluyla çıkarılır. Örneğimizde K noktasının rakımı 1139 m.dir.

Topoğrafik haritalar üzerinde Yamaç Eğiminin Bulunması

  • Bir yamaç üzerindeki eş yükseklik eğrileri arasındaki yatay uzaklıkların, haritada yaklaşık olarak birbirine eşit olduğu yerlerde yamaç eğimi aynı kalmakta, değişmemektedir. Bu uzaklıklar ne kadar küçükse, yamaç eğimi o oranda büyük; ya da ne kadar büyükse, yamaç eğimi de o oranda küçük olacaktır.
  • Eğimin değerini tam olarak bulabilmek için, yamacın doğrultusuna dik doğrultuda birbirinden uzakta iki nokta (genellikle yamacın en düşük kodlu noktası ile en yüksek kodlu noktası) seçilir.
  •  Bu noktaları birleştiren doğru eş yükseklik eğrilerine dik olduğundan yamacın doğrultusuna da dik olacaktır.
  • Haritadan hem noktalar arasındaki yatay uzaklık hem de bu iki nokta arasındaki yükseklik farkı bulunabilir.
  • Bu değerlere uygun olarak çizilecek bir dik üçgenden hem yamaç eğimi hem de yamaç uzunluğu hesaplanır. 

Şekilde, bu iki nokta arasındaki yatay uzaklık l= 11 cm., yükseklik farkı da 200 m. (harita ölçeğinde 4 cm.) olduğuna göre; dik kenar uzunlukları bu değerlere uygun olan bir dik üçgen çizilerek, bu üçgende hem yamaç eğimi (eğim açısı) hem de yamaç uzunluğu bulunabilir. 




  • Yamaç uzunluğunu Şekil’deki dik üçgen yardımıyla hesaplanabilir. Bu üçgende yamaç uzunluğu AB uzunluğudur.
  • Üçgen ölçekli çizilmiş ise, ölçeğin ters değeri ile AB değeri (kesitten ölçülerek bulunan) çarpılarak gerçek yamaç uzunluğu bulunur.
  • Yamaç uzunluğunu bulmak için, şekil çizmeden trigonometrik bağıntıdan da elde edilebilir. Şekil 5’deki PKP¢ üçgeninden PK = Y (yamaç uzunluğu) dersek:


Y = l/cosj veya Y = h/sinj

  • şeklinde bir bağıntının bulunduğunu kolayca görürüz.
  • Bundan başka yine Şekil’de dik üçgenin kenarları arasındaki Pisagor bağıntısını da kullanarak, yamaç uzunluğu kolayca bulunabilir. Buna göre:
  • Y2 = l2 + h2 veya Y = Öl2 + h2
  • Örnekte bu değer Y = 1170 m.dir.
Haritada herhangi bir noktanın koordinatlarının bulunması

Basılı topoğrafik haritalar üzerinde herhangi bir noktanın grid enlem ve boylam değerleri ile coğrafik boylam ve enlem değerleri kolayca bulunabilir.

Bunun için haritaya çizilmiş koordinat çizgilerinden, ya da harita kenarlarına işlenmiş koordinat değerlerinden yararlanmamız gerekir.

Seçilen nokta bir boylam ve bir enlem çizgisinin kesiştiği nokta ise (Şekildeki A noktası), bu boylam ve enlemin değerleri aynı zamanda noktanın koordinatlarını da verir.

Eğer nokta bir boylam üzerinde ve iki enlem arasında ise (Şekil 6’da B noktası), bu durumda noktanın boylamı bellidir; enlemi de enterpolasyonla bulunabilir.



Arazide topoğrafik harita üzerinde yer bulunması

Çalışılan arazinin özellikle engebeli ve çıplak olması durumunda morfolojik özelliklerinden yararlanarak topoğrafik haritada yerimizi belirlemek olasıdır.

Görüş alanının dar olduğu yerlerde, örneğin vadi içlerinde, morfolojiden yararlanarak yer belirlemek oldukça güçtür veya imkânsızdır. Sık ormanlarla kaplı veya engebesi az ya da düz arazilerde bu işlem daha da güçleşir.

Bu gibi durumlarda jeolog pusulasından yararlanarak, ilerden veya geriden kestirme yöntemleriyle bulunulan yer saptanabilir.


Geriden kestirme:

Gözlemci, A ve B noktalarına nişan alır ve iğne sapmasının değerini de göz önünde 
bulundurarak, önce AC ve BC yönlerini (bilinen noktadan bilinmeyen noktaya doğru) dikkatle ölçer (a1 ve a2 açıları).

Sonra bu yön açılarıyla A ve B den geçen doğrular çizilir.

Ölçme ve çizim işlerinin hatasız yapılması durumunda, söz konusu iki doğrunun kesim noktası aranan C noktasıdır.

İleriden kestirme:

Bu yöntemde gözlemci bilinen noktalar (A ve B) üzerinde durarak bilinmeyen  C noktasının yeri ileriden kestirme yöntemiyle belirlenebilir. Bunun için:

Gözlemci sırasıyla A ve B noktalarına giderek AC ve AB yönlerini dikkatle ölçer (a¢1 ve a¢2 açıları).

Bu ölçü değerleri ile A ve B den geçen doğrular çizilirse, doğruların kesiştikleri nokta bilinmeyen C noktası olacaktır.